GECİKME ZAMMI ORANI BAKANLAR KURULU KARARIYLA % 3’E DÜŞÜRÜLDÜ[1]
I. GİRİŞ
Vadesinde ödenmeyen amme alacaklarına uygulanan gecikme zammı oranı 23.02.2005 tarih ve 2005/8551 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla % 3’e indirilmiştir.
2004 yılı için tespit olunan yeniden değerleme oranının % 11,2; Devlet tahvili ve Hazine bonosu ihalelerinde oluşan bileşik ortalama faiz oranının % 25,6; 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanuna göre uygulanan kanuni faizin % 15 olduğu göz önünde bulundurulduğunda gecikme zammı oranının düşürülmesi mükellef-vergi idaresi uyumu için son derece olumlu bir adım olmuştur. Bu uygulamanın amme alacaklarının Hazineye intikal süresini de minimize edeceği şüphesizdir.
II. GECİKME ZAMMININ TANIMI
Türk Dil Kurumu Sözlüğüne göre faiz, işletmek için bir yere ödünç verilen paraya karşılık alınan kâr, getiri, ürem, nema anlamına gelir. Türk Hukuk Lügatine göre ise faiz, alacaklının borçlusundan istemeye hakkı olduğu bir ivazdır. Ekonomi bakımından faiz, ödenecek olan paranın geliri, hukuki bakımdan ise alacağın medeni semeresidir. Her medeni semere gibi bu da mukaveleden veya kanun hükmünden doğar. Bunun özelliği zamanla doğan ve çoğalan bir alacak olmasıdır.[2]
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun birinci maddesine göre, Devlete, vilâyet hususi idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı, vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme zammı, faiz gibi fer'i amme alacakları ve aynı idarelerin akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışında kalan ve amme hizmetleri tatbikatından mütevellit olan diğer alacakları ile; bunların takip masrafları hakkında bu kanun hükümleri tatbik olunur.
Buna göre;
1. Devlete,
2. İl Özel İdarelerine ve
3. Belediyelere ait aşağıdaki asli ve feri alacaklar ile diğer alacaklar amme alacağıdır:
· Asli Amme Alacakları
o Vergi,
o Resim,
o Harç,
o Ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı,
o Vergi cezası,
o Para cezası,
· Feri Amme Alacakları
o Gecikme zammı,
o Faiz
· Aynı idarelerin akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışında kalan ve amme hizmetleri tatbikatından mütevellit olan diğer alacakları ile;
· Bunların takip masrafları
İdarelerin akitten, haksız fiilden ve haksız iktisaptan doğan alacakları amme alacağı niteliğini haiz olmadığı için bu tür alacaklar hakkında 6183 sayılı Kanun uygulanmayacaktır. Bu tür alacaklar genel hükümlere göre tahsil edilir. Bu alacakların vadesinde ödenmemesi durumunda 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümlerine göre kanuni faiz uygulanır.
Anılan Kanunun 51 inci maddesine göre amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için ayrı ayrı % 3 oranında gecikme zammı tatbik olunur. Ay kesirlerine isabet eden gecikme zammı günlük olarak hesap edilir.
III. GECİKME ZAMMI ORANININ KULLANILDIĞI DURUMLAR
1. 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için ayrı ayrı % 3 oranında gecikme zammı tatbik olunur.[3]
2. Vergi Usul Kanununun 112/3 üncü maddesine göre, ikmalen, re'sen veya idarece yapılan tarhiyatlarda; dava konusu yapılmaksızın kesinleşen vergilere, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, son yapılan tarhiyatın tahakkuk tarihine kadar; dava konusu yapılan vergilerin ödeme yapılmamış kısmına, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, yargı organı kararının tebliğ tarihine kadar geçen süreler için % 3 oranında gecikme faizi uygulanır.[4]
3. Gecikme zammı oranı vergi ziyaı cezasının hesaplanmasında da kullanılmaktadır. Vergi Usul Kanununun 344 üncü maddesine göre vergi ziyaı suçu[5] işleyenlere vergi ziyaı cezası kesilir ve bu ceza ziyaa uğratılan verginin 1 katına, bu verginin kendi kanununda belirtilen normal vade tarihinden cezaya ilişkin ihbarnamenin düzenlendiği tarihe kadar geçen süre için, bu Kanunun 112 nci maddesine göre ziyaa uğratılan vergi tutarı üzerinden hesaplanan gecikme faizinin yarısının eklenmesi suretiyle bulunur.[6]
IV. GECİKME ZAMMI ORANI
6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için ayrı ayrı % 3 oranında[7] gecikme zammı tatbik olunur.[8]
Aşağıdaki tabloda, son on yılda uygulanan gecikme zammı oranları yer almaktadır. Tablodan da görüleceği üzere son on yıl içinde uygulanan en yüksek gecikme zammı oranı % 15, en düşük gecikme zammı oranı ise % 3’tür. En uzun süre uygulanan oran 888 gün ile % 15 oranı olurken en kısa süreyle uygulanan oran 116 gün ile % 5 olmuştur.[9]
GEÇERLİLİK DÖNEMİ
|
GECİKME ZAMMI ORANI
|
UYGULANAN GÜN SAYISI
|
01.02.1996-08.07.1998
|
% 15
|
888
|
09.07.1998-20.01.2000
|
% 12
|
560
|
21.01.2000-01.12.2000
|
% 6
|
315
|
02.12.2000-28.03.2001
|
% 5
|
116
|
29.03.2001-30.01.2002
|
% 10
|
307
|
31.01.2002-11.11.2003
|
% 7
|
649
|
12.11.2003-01.03.2005
|
% 4
|
475
|
02.03.2005-
|
% 3
|
-
|
Gecikme zammı hesaplamalarının tam aylar için aylık esasa, ay kesirleri için ise günlük esasa göre yapılacaktır.[10]
IV.1. Aylık Esasa Göre Gecikme Zammının Hesaplanması:
Aylık esasa göre gecikme zammının hesaplanmasında, tatbik edilmesi gereken oranın belirlenmesinde gecikme zammının hesaplanacağı bir aylık süre içindeki bir tarihte oran değişikliği yapılırsa, bu bir aylık sürenin tamamına eski oran tatbik edilecektir.[11]
Örnek-1:
Merzifon Vergi Dairesi mükelleflerinden (C) 26.12.2004 vadeli 120 YTL tutarlı KDV borcunu 15.05.2005 tarihinde gecikme zammı ile birlikte ödemiştir.
Mükellefin vergi aslı ile birlikte ödemesi gereken gecikme zammı;
27.12.2004-26.01.2005 tarihleri arasındaki bir aylık süre için (%4) aylık esasa göre,
27.01.2005-26.02.2005 tarihleri arasındaki bir aylık süre için (%4) aylık esasa göre,
27.02.2005-26.03.2005 tarihleri arasındaki bir aylık süre için (%4) aylık esasa göre,
27.03.2005-26.04.2005 tarihleri arasındaki bir aylık süre için (%3) aylık esasa göre,
27.04.2005-15.05.2005 tarihleri arasındaki 19 günlük süre için (%3) ise günlük esasa göre uygulanmak suretiyle hesaplanacaktır.
IV.2. Günlük Esasa Göre Gecikme Zammının Hesaplanması:
Ay kesirleri için gecikme zammının hesaplanması günlük esasa göre yapıldığından, Bakanlar Kurulu Kararının yürürlüğe girdiği 02.03.2005 günü dahil olmak üzere daha sonraki günler için % 3 oranı, yürürlük tarihinden önceki günler için ise eski oranlar tatbik edilecektir.
Örnek-2:
Şereflikoçhisar Vergi Dairesi mükellefi (N), 26.11.2004 vadeli Ekim/2004 döneminden kaynaklanan 250.000 YTL Gelir (Stopaj) Vergisini gecikme zammıyla birlikte 05.03.2005 tarihinde ödemiştir.
Mükellefin 250.000 YTL vergi aslının yanında ödemesi gereken gecikme zammı aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.
Buna göre gecikme zammı oranları;
27.11.2004-26.12.2004 tarihleri arasındaki bir aylık süre için (%4) aylık esasa göre,
27.12.2004-26.01.2005 tarihleri arasındaki bir aylık süre için (%4) aylık esasa göre,
27.01.2005-26.02.2005 tarihleri arasındaki bir aylık süre için (%4) aylık esasa göre,
27.02.2005-01.03.2005 tarihleri arasındaki 3 günlük süre için (%4) günlük esasa göre,
02.03.2005-05.03.2005 tarihleri arasındaki 4 günlük süre için (%3) günlük esasa göre dikkate alınacaktır.[12]
V. SONUÇ
Vadesinde ödenmeyen amme alacaklarına uygulanan gecikme zammı oranının 23.02.2005 tarih ve 2005/8551 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla % 3’e indirilmesi amme borcunu ödemek konusunda iyi niyetli olan mükellefler için önemli bir imkandır. Bu husus hem amme alacaklarının daha çabuk Maliye veznelerine girmesini sağlayacak hem de Maliye-Mükellef uyumuna katkı sağlayacaktır.
2004 yılı için tespit olunan yeniden değerleme oranının % 11,2; Devlet tahvili ve Hazine bonosu ihalelerinde oluşan bileşik ortalama faiz oranının % 25,6; kanuni faizin % 15 olduğu göz önünde bulundurulduğunda gecikme zammı oranının düşürülmesi son derece olumlu bir adım olmuştur.
[1] YAKLAŞIM DERGİSİ NİSAN 2005, 148 NOLU SAYIDA YAYIMLANMIŞTIR.
[2] Şaban KÜÇÜK, GECİKME ZAMMI VE GECİKME FAİZİ NEDİR? CEZA MI, PARANIN ZAMAN DEĞERİ Mİ?, Yaklaşım, Ocak 2005, Sayı: 145, s. 57
[3] Anılan Kanunun 52 nci maddesine göre gecikme zammının tatbik müddeti, amme alacağının tecilinde tecilin yapıldığı, iflas halinde iflasın açıldığı, aciz halinde bu durumun sabit olduğu güne kadar olan müddettir.
[4] Gecikme faizi de aynı süre içinde ödenir. Gecikme faizinin hesaplanmasında ay kesirleri nazara alınmaz.
[5] Vergi ziyaı suçu, mükellef veya sorumlu tarafından Vergi Usul Kanununun 341 inci maddede yazılı hallerde vergi ziyaına sebebiyet verilmesidir.
[6] Vergi ziyaına Vergi Usul Kanununun 359 uncu maddesinde yazılı fiillerle sebebiyet verilmesi halinde bu ceza 3 kat, bu fiillere iştirak edenlere ise 1 kat olarak uygulanır. Vergi incelemesine başlanılmasından veya takdir komisyonuna sevk edilmesinden sonra verilenler hariç olmak üzere, kanunî süresi geçtikten sonra verilen vergi beyannameleri için bu madde uyarınca kesilecek ceza yüzde 50 oranında uygulanır.
[7] 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesine göre uygulanmakta olan gecikme zammı oranı ile ilgili 2005/8551 Sayılı Kararnamenin Eki Kararın yürürlüğe konulması; Maliye Bakanlığı'nın 17/02/2005 tarihli ve 7696 sayılı yazısı üzerine, adı geçen Kanunun 51 inci maddesine göre, Bakanlar Kurulu'nca 23/2/2005 tarihinde kararlaştırılmış ve anılan Bakanlar Kurulu Kararı 02/03/2005 tarih ve 25743 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
[8] Gecikme zammı, Vergi Usul Kanununa göre uygulanan vergi ziyaı cezalarında 6183/51 inci madde uyarınca belirlenen oranda, mahkemeler tarafından verilen ve ceza mahiyetinde olan amme alacaklarında ise bu oranın yarısı ölçüsünde uygulanır. Bunların dışındaki ceza mahiyetinde olan amme alacaklarına gecikme zammı tatbik edilmez.
[9] Şaban KÜÇÜK, GECİKME ZAMMI VE GECİKME FAİZİ NEDİR? CEZA MI, PARANIN ZAMAN DEĞERİ Mİ?, Yaklaşım, Ocak 2005, Sayı: 145, s.59
[10] Günlük esasa göre gecikme zammı hesabına ilişkin ayrıntılı açıklamalar 15.01.2004 tarih ve 25347 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 430 seri numaralı Tahsilat Genel Tebliğinde yer almaktadır.
[11] Bu düzenleme ilk olarak 07.01.1994 tarih ve 21811 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 381 seri numaralı Tahsilat Genel Tebliği ile izah edilmiştir.
[12] Daha fazla örnek için 04.03.2005 tarih ve 25745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 434 seri numaralı Tahsilat Genel Tebliğine bakılabilir.